-
1 bas
I1 alçak [aɫ'ʧak]◊♦ enfant en bas âge küçük çocuk2 alçak [aɫ'ʧak]3 lâche alçakçaII1 à une faible hauteur alçaktan◊Les oiseaux volent bas. — Kuşlar alçaktan uçar.
2 alçak sesle3 en bas aşağıya♦ en bas de aşağısında♦ à bas ! kahrolsun !n malt [aɫt]IVn mvêtement çorap [ʧo'ɾap] -
2 basse
I1 alçak [aɫ'ʧak]◊♦ enfant en bas âge küçük çocuk2 alçak [aɫ'ʧak]3 lâche alçakçaIIn f1 son pes ses2 guitare bas gitar -
3 doucement
-
4 à
prép ("à" suivi de "le" devient "au" ; "à" suivi de "les" devient "aux")1 COI -(y)e, -(y)a2 lieu -(y)e, -(y)a◊Il va à Paris. — Paris'e gidiyor.
3 temps -de, -da◊4 possession -(n)in◊Ce livre est à Paul. — Bu kitap Paul'un.
5 moyen ile, -(y)le◊◊aller à pied / bicyclette — yaya / bisikletle gitmek
6 manière -(y)le7 but -(y)e, -(y)a8 caractéristique -li9 rapport -de, -da -
5 voix
n f1 ses [ses]◊parler à voix basse / haute — alçak / yüksek sesle konuşmak
2 dans un vote oy [oj]
См. также в других словарях:
pes perdeden konuşmak — 1) alçak ve kalın sesle konuşmak 2) alttan alarak, yumuşak bir dil kullanarak konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnından konuşmak (veya söylemek) — 1) işitilemeyecek kadar alçak sesle söylemek 2) uydurarak söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
fısıldamak — i, e Başkalarının duyamayacağı kadar alçak sesle konuşmak, fıslamak Savcı, kumandanın kulağına birkaç kelime fısıldadı. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fiskos etmek — başkalarının bulunduğu yerde birkaç kişi gizlice, alçak sesle konuşmak Düşüncelerimizi açık seçik ortaya koymak yerine fiskos etmeyi yeğleriz. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
mırıldanmak — nsz 1) Alçak sesle kendi kendine bir şeyler söylemek Bir hasta çocuk gibi mırıldanıyor. H. E. Adıvar 2) Alçak sesle şarkı söylemek Eve dönünce yatakta uyuyuncaya kadar hep o şarkıları mırıldanıyordu. O. C. Kaygılı 3) Ancak yanındakinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük